YAŞAMAYA DEĞER
Zaman zaman düşünüyorum da çabuk geçti yıllar. Daha dün o minicik sıralarda oturup, sıra aralarında gezen öğretmenimizi dinlerken 1. sınıftaydım.
Büyük bir heyecan vardı içimde o kapıdan girerken, yüreğim kıpır kıpırdı.
Çabuk geçti yıllar ve ya çabuk geçti o güzel anılar. Bir ağaç gibiydik ve hâlâ da öyleyiz. Önce tohumduk sonra fidan verdik ve hep beraber yurdu güzelleştirdik. Daha sonra küçük bir ağaç olarak katıldık dünyamıza. Gövdemiz küçük ve ince olarak. Meydan okuduk bizi kesmek isteyenlere.
Daha tam olarak ağaç olamadık beklide. Gövdemiz kalınlaşmadı. Kimi zaman yenik düştük hayata, boyun eğdik rüzgara ama kimi zaman ise cesur ve başı dik olarak başladık hergün doğan güneşle başlayan güne. Boşa gitmeyecek dedik, öğretmenlerimizin emekleri boşa gitmeyecek. Kazanacağız bu zaferi, dürüst ve başımız dik çıkacağız bu öğrencilik hayatından. Ne kadar dirensek de olmuyor öğretmenim bu hayatta olmuyor. Çıkan her hayat senaryosunda kötülüğü görürken, insanları kin, nefret sarmışken olmuyor. İsterdi ki bu yürek hep dürüst hep dimdik olsun. Affedin öğretmenim yapamadım bunu.
Hangi birinizi düşünüp yazayım bu satırlarımı. Hanginizi hayal edeyim. Hepiniz benim için tek, benim için eşsizsiniz.
Kim bilir kaç yeri gezdiniz öğretmenliğinizi sürdürmek için. Kaç yere adım attınız ve ya kaç ağlayanı güldürdünüz. Kaç yetimin başını okşayıp, kaç öğrenciye hayatı öğrettiniz. Sayılmıyor değil mi? Yetmiyor rakamlar.
Yaşamak sadece nefes almak değilmiş meğer. Okuma yazma bilmeyen nefesi de zor alırmış. Her şeye etkisi olan bu meslek her şeyin anasıymış aslında.
Canım öğretmenlerim sizi üzsem ağlarım, uzaklaştığınızda ise yanarım. Gitmeyin isterim hep, uzaklaşmayalım, ayrı düşmeyelim. Biliyorum zaman geçecek siz gitmeseniz de ben gideceğim. Uzak düşeceğim sizden, bir dünya girecek beklide araya. Karlı yollardan geçip gelemeyeceğim size. Sisli hava yoldaşlık edemeyecek beklide bana ve ya yağmur sırılsıklam edemeyecek beni biliyorum. Hergün sizi görme heyecanını yaşayamayacağım artık.
Bunları yaşayamasamda, yüzünüzü görüp sevinemesem de tek bir şey değişmeyecek SEVGİM! Sizi hiç unutmayacak bu yürek. Gülüşünüzü , derse girişinizi belki de kızgınlığınızı da.
Öğretmenlik kutsal meslek derlerde bir türlü bunu anlamazdım. Doktorluk, mühendislik ve ya savcılık meslek değil mi derdim. Şimdi anlıyorum biliyor musunuz? Doktoru, mühendisi ve ya savcıyı da siz getirdiniz o duraklara.
Zaman geçiyor öğretmenim , saatler ilerliyor halâ. Durduramam değil mi öğretmenim? Sizden ayrılmamak için de olsa durduramam değil mi? Keşke zaman dursa, keşke ben tekrar 1. sınıfa dönsem ve sizin o küçük öğrenciniz olarak kalsam. Saati durduramadığım gibi zamanı da geriye alamıyorum.
Hayatta her çiçeğin kokusu farklı olurmuş. Biri papatya, biri gül, biri karanfil. Bazıları buket bazıları tek. Başarabildim mi bilemiyorum, düşünüyor fakat fark edemiyorum. Zamanım olur değil mi öğretmenim? Benimde buketin gülü olmaya, zamanım olur değil mi?
Hayatın zor olduğunu, adımları atmanın güç olduğunu benim kalbim gibi sizin kalbiniz de biliyordur elbette. İnsan kalbi ve düşünleri çok faklıdır. Bazen narin ve sakin bazen ise düşünmeye değer. Ama sonuçta insanız deriz ya budur bizim için ortak nokta.
Öğrencilik hayatım boyunca öğretmenlerim ile ilgili çok ilkler yaşadım. Son senemde oldu. Ama benim için önemli olan duyguydu.
Zorlukları kaldıramamak, bir anda yıkılmak biz öğrencilerin en çok zorlandığı hayat bölümü. Hayat ile direniş, nefes almada zorlanış anımda benim yanımda olan bir insan, belki de bir hayat kurtarıcı sayesinde anladım yaşamanın zorluğunu. Ben bile artık düşüncelerimi anlayamazken matematik öğretmenim Zafer KARCI her şeyin farkına varmama neden oldu.
Yaşadıklarım, düşüncelerim ve ya hayatı algılayış tarzım zamanı ölçüp belirleyemediğim bir anda meydana çıktı. Bu yaşlarda doğal olurmuş bunlar, küçücük bir şeyi kafaya takmak da dahil. Her şey bunlarla başladı benim için. Zafer öğretmenimin ilk sözleriydi bunlar. Benim ise bir başlangıçtı beklide hayatımda.
Bilirsiniz hayat bir matematik işlemi gibidir. Önce temel bilinmeli daha sonra ise zaten her şey akışındadır dakikaların.
Fark ediyorum, geçti zamanlar ilerledi saatler. Ama biliyorum ki göreceğim yüzünüzü, öğrencilere olan sevginizi hissedeceğim kalbimde.
Belki bu dünya yaşamında olmayacak. Olsun hayat bu. Biliyorum ki ahiret yaşamında bütün sevgiler toplanacak bir araya. Ben yüce Allah’tan tek bir şey isteyeceğim. Öğretmenlerim, en önemlisi Zafer öğretmenim. Ona yaşadığım sürede aktaramadığım düşüncelerimi aktaracağım önce.
Örneğin; benim abim olmamasına rağmen bana o duyguları yaşattığını. Sağolun öğretmenim, hayaller gerçekler kadar güzeldir. Ben bunu tattım. Bunlar benim öğretmenlerim işte. Zafer öğretmenin öğrencilerindenim ben. Belki de geç oldu ama zorluklar trenini sizin sayeniz de geçtim. Ben sizin öğrencinizim hayatı şimdi anlayan. Siz benim öğretmenimsiniz sevginizde gökyüzü aydınlıklarını hissettiren.
Evet biliyorum. Tekrar öğretmenlerimiz olacak. 2. abla ve ağabeyimiz. Ama hangisi tanıyacak siz gibi bizi, hangisine anlatabileceğim kendimi ve ya hangisinden yardım isteyeceğim sıkılmadan. Koyamıyorum öğretmenim sizlerin yerine kimseyi koyamıyorum. Hergün nefes alan bu kalbim, hergün ayakta duran bu bedenim siz gibi olmak istiyor ve beklide sizi kıskanıyor.
Büyüdüğümde bende bir öğretmen olmak istiyorum. Çünkü sizi örnek alıyorum. Birinizin gülüşü, birinizin ders anlatışı. Kara tahta başında yazı yazmayı, sıralar arasında dolaşmayı. Bana sevgi ile bakan öğrencilerim olsun istiyorum. Şuan elimi kaldırıp dua ediyorum “Bende öğretmen olmak istiyorum.” Bu sene öğretmenlerimin bana vereceği diplomaya bende vermek istiyorum öğrencilerime. Olurum değil mi öğretmenim? Sizi seven öğrenciler gibi beni seven öğrencilerim de olur değil mi?
Hayatta her zaman mutlu olmayı öğrettiniz bana. Zorluklarda yılmamayı, güçlü olmayı öğrettiniz bana. Bu zamana kadar tam olarak yapamadım beklide bunu ama duran gemi artık ilerlemeye başlıyor öğretmenim.
Zaman geçiyor, ilerliyor aleyhime. Bir annenin asker oğluna hasreti gibi özleyeceğim hepinizi. Sizler benim annemsiniz, babamsınız hoşçakalın öğretmenim. Güler yüzünüze hasret olarak kalacağım bundan sonra. Beklide arayacağım sizi baktığım heryerde, baktığım her gökyüzünde. Canım olarak bildim sizi ve öyle kalacaksınızda. Bir değil binsiniz kalbimde. Benim öğretmenlerim bakmaya değer, gülüşüyle sever.
Duygu ERDİN
8/A 423
Kabalar İlköğretim Okulu